“Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş.” M. KÜÇÜK

Kubbe içindekileri rahmetle besler, kubbeye doğru açılır Allah’a niyazda bulunan eller. Hiçbir eksiklik bulamaz gök kubbede gözler. Direksizdir ve güneş ışınlarının direkt size gelmesini engeller. Mekandan münezzehtir Allah fakat bazı hadisler göğe tecelli etmesinden bahseder. Vahiy yerden bitmez mesela gökten iner.

Göğün ulviliğini bildiklerinden mi yoksa güç ve kuvvetlerini göstermek için göğü taklitlerinden mi bilmem ama bir çok medeniyet mimarisinde kubbeyi kullanmıştır. Mimaride kubbe, göğü temsil etmektedir. Gökten rahmet olarak gelen vahiy Arabistan çölünü yeşertmiş olduğundan mı bilmem ama Hz. Nebinin makamını yeşil kubbeyle örtmüşlerdir. Gök Tanrı inancından mı bilmem ama Türkler barınaklarında kubbe tarzını benimsemişler.

Mimar Sinan kubbelerle donattı payitahtı ve Edirne Selimiye Camiinde kubbe çapı olarak geçti Ayasofya’yı. Koca Sinan kubbelerle bezedi gezdiği coğrafyayı.

Bütün bu girizgahtan sonra lafı sendikamıza getirmekte fayda var. Sendikamız göğü kendine rol model edinmektedir. Nasıl ki gök kimseyi ayırmadan rahmet yağmurlarını herkese ulaştırıyorsa bizim iyiliklerimiz de sadece bize ve bizden olana olmayacaktır. Kimin zarara ve zulme uğradığına bakmazsızın üzerine titreyeceğiz.

Biz Aliya’nın dediği gibi göklerin öğrencisi olup yeryüzünün öğretmeni olmaya adayız.

Kubbemizin rengine gelince yeşille mavinin karışımı olan turkuaz olacaktır. Biz Türklerin mimarisinden de Mescid-i Nebinin yeşil türbesinden de Bizansın  ayasofyasında da istifade edecek mahsun ve mahsur sarı kubbe için elimizle dilimizle gönlümüzle mücadele edeceğiz.

Bizim kubbemizden daha kuşatıcı ve görkemli kubbe gördüğümüzde onu yıkmak için değil, geçmek için çaba harcayacağız.

Kubbemizin tuğlalarını döşemeye başladık. Bu kubbeyi inşa edecek gönüllü işçiler bekliyoruz. Her bir tuğlasını ilkelerle harçlayıp yapıştırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki kubbeyi kubbe yapan unsurlar yok olur o kubbenin tuğlaları yerinden oynarsa altında kalmanın bedeli ağır olacaktır.

Aslında bütün yaptıklarımız bu kubbede hoş bir sada bırakmaktır.

Akif KETEN