Ölümünün yıl dönümünde rahmet, özlemle andığımız Üstadımız Milli Şair Mehmet Akif ERSOY ne diyordu İstiklal Marşında:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Ey bu vatan evladı bu senin İstiklalinin Marşıdır; hikâye değil, masal değil.

Bayrağımız hilal ve yıldızdan oluşur. Rengi kırmızıdır. Hilal ülkemizi temsil eder. Yıldız şehitlerimizi temsil eder. Bayrağımızın kırmızı rengi, şehitlerimizin kanını temsil eder. Unutma bayrağımız namusumuzdur, şerefimizdir. Varlığımızın ve bağımsızlığımızın sembolüdür. Göklerde dalgalanan gurumuzdur.

Milli Şair Mehmet Akif ERSOY İstiklal Marşında ne güzel ifade etmiş:

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal!           

Bu vatan uğruna, namusu, istiklali uğruna şehit olan, bayrak yere düşmez, düşemez o benim namusumdur bilinciyle son nefesine kadar savaşan aziz şehitlerimiz için Milli Şair Mehmet Akif ERSOY ne demişti:

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Ey bu vatan evlatları özünüzü unutmayınız.

Özünü bilmeyen bir nesil aslını kaybeder. Değerlerini bilmeyenler değersizleşirler. Kendisi olmak başkasını taklit etmekten daha karakterli bir duruştur. Taklit edilen, aslın ve neslin olmalıdır.

Aziz milletimin, aziz muallimleri, aziz talebeleri; özünü bilmeyen bir nesil geleceğini göremeyen değerlerini kaybeden bir yığın haline gelir. Maarifinin en önemli davalarından birisi  insana ve insan onuruna değer vermesidir. İnsan, kâinatın kalbidir ve insanı büyük yapan düşüncesidir. İnsanın fikren ve ruhen olgunlaşması maarife bağlıdır. Maarif, insana; maddeyi yenecek ruh ve şahsiyet sağlamlığı vermeli ve inanan, düşünen, hissederek yaşayan, kendi değerlerini rehber edinen şahsiyetli insanın yetişmesini sağlamasıdır. İnsan mukaddesatı olandır. Onurlu insanın üzerine titrediği şey ise mukaddesi ve şahsiyetidir. Maarif davası, ilim ve irfanı, şuurlu bir neslin inşası ve toplumun ihyası için gerekli ve önemli görür. Zira Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü ilim ve irfandır.

"Okuyacaksınız, okutacaksınız; Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede. İlmin en büyük ibadet olduğunu halka öğreteceksiniz." (Nurettin TOPÇU)

Maarif Davamız,  yerli ve milli olmayı; Vatanın bölünmez bütünlüğü, milletin bekası ve medeniyetimizin devamı için olmazsa olmaz olarak görür. Milli ve manevi değerlerimize özünden bağlı olan, kökü mazide gözü atide olan ve sefere çıkarken yükünü yüreğinde taşıyan bir neslin inşası için  yerli ve milli olmak elzemdir. Geleneğin ihyasından geleceğin inşasına uzanmamız, kökü mâzide olan âti olmamızdandır. İşte o zaman üstat Mehmet Akif gibi gönül rahatlığıyla şöyle diyeceğiz;

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal!

İşte yukarıda saydığım tam da bu sebeplerden;

Bir derdimiz var dertlendik derdimize ortak olanı baş tacı edeceğiz. Bizimle birlikte bu yolda yürüyen kardeşlerimiz için Maarif Davamızla Hak yolda mücadele edeceğiz.

“Bizim hareketimiz mesuliyet hareketidir; davamız hayata uymak değil, hayatımızı hakka uydurmaktır.” (Nurettin TOPÇU)

Hakk’a tapan ve hakkı tutup kaldıran bir topluluk olmaya niyetliyiz.

Allah yar ve yardımcımız olsun. Âmin

Yavuz YILDIZ