![]()
Akif Keten
aketen@maarifsen.org
SÖZÜMÜZ
17/01/2019 Önce söz vardı.(İncil) Âlem hiçbir şey değilken onu bir söz var etti; “KÜN”. Söz ile başladı bizim varlık hikâyemiz ve söz verdik elest bezminde ben sizin rabbiniz değimliyim diye soran rabbimize “bela” bilakis, elbette diye. Âdem rabbinden kelimeler (sözler) öğrenerek meleklerden daha üstün hale geldi. Cennetten indirildiğinde yine rabbinden öğrendiği kelimeleri söyleyerek affettirdi kendini. Söz söylemek insana bahşedilmiş en büyük ikramlardan birisi, insanın en önemli hakkı da sözünü söyleyebilme hürriyeti. Kimi sözler vardır sahibini rezil eder kimileri vardır insanları peşinden sürükler. Kimi söz kese savaşı, kimi kestire başı. Bir sözle girersin iman dairesine sözüne sadık kalırsan cennette emniyette olursun. Sözünü tutmak kişiyi emin yapar. Kendinden emin olunmayan insanlar ise münafıklar. Söz devlet için de önemlidir. Toplu sözleşme kanun değerindedir. Masanın başında yüksek sesle dillendirilen sözler tutulması değerlidir, gizli kapılar arkasında ne söylendiği önemli değildir. Ve bazı sözler vardır dinleyene gına getirir. Kümülatif bizce hiç de latif değildir mesela. Ama ısrarla dillendirilir zam oranında. Kalem kılıçtan keskindir dil yarası da bıçak yarasından daha fazla acı verir. Bazı sözler odun gibi olsa da hakikat olmamasından yeğdir. Söz vermek ve önemiyle ilgili yazacaktım konu biraz dağıldı. Konumuza dönelim en iyisi. Söz vermek ve tutmak deyince aklıma adaşım Kuran Şairi Mehmet Akif gelir. Sözü uzatmadan Akif’le ilgili bildiğimiz ahde vefa örneklerini hatırlayalım. “Mehmet Akif kendisi Üsküdar’da oturuyordu. Pazar günü Çengelköy’de oturan arkadaşıyla buluşmak için sözleşirler. Pazar günü yağmur çamur fırtına demeden Çengelköy’ün yolunu tutar. Eve varır ama sırılsıklam olmuştur. Kapıyı hizmetçi açar ve ev sahibinin komşuya gittiğini söyler. Hizmetçi haber vermek ister ama Mehmet Akif bunu kabul etmez. “Havanın biraz soğuk olmasına bakarak benim sözümü tutmayacağımı düşünen bir insanın evine misafir olamam’’ der.” “Mehmet Akif Baytar Mektebinde beraber okuduğu ve sevdiği arkadaşı Hasan Tahsin Bey ile karşılıklı anlaşmışlar ve hayatta kalanın, daha önce ölenin ailesine bakacağına dair söz vermişlerdi. Hasan Tahsin Bey ölünce çocuklarının bakımını, Mehmet Akif de ahde vefaya uyarak üstlenmiş ve ölen arkadaşının çocuklarını sokakta bırakmamıştır.” Mehmet Akif’in sadece bu özelliği örnek alınmış olsa bile ülkemizde neler neler olur. Bir başka Mehmet Akif’in(İNAN) ne dediğine bakalım şimdi de; Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri. Vaktiyle Akif İNAN’ın elleriyle yeşerttiği sendikanın gençlik örgütünün ilçe başkanı olarak görev yapmıştım. Çanakkale ile ilgili rubai yarışması yapmış ve ödülleri de rubailerin kitap haline getirilmesi ile İstanbul gezisi olarak belirlemiştik. Yarışma bitip ödüller verileceği esnada şahsımı görevden aldılar. Görevi bırakırken gençlik teşkilatının en tepesinde ki isimden en alttaki isme kadar herkese durumu izah edip sözümüzü yerde bırakmayalım demiştim. Aylar sonra bir öğrenci kardeşimin şu mesajı ile sarsıldım. “Neden habersiz izinsiz yarışma yapıyorsunuz madem gerçekleştirmeyeceksiniz neden söz veriyorsunuz.” Görevden alınmak değil de, kalbine dokunmaya çalıştığımız bu gençlerin gönüllerinde bırakılan olumsuz ize üzülüyorum. Hala bu yarışmanın sonuçlarını gerçekleştirme arzusu içindeyim. Ömrüm kafi gelirse bu sözümü yerine getireceğim. En fazla üyeye sahip sendikanın yapamadığını yaparak, icraat için nicelik değil niteliğin önemli olduğunu göstermek hedefim. Akif’in vefasını kısa filmlerde anlatmaya çalışanlar ama zerresini uygulamayanlar şunu bilsinler ki biz vefayı film gibi kısa olan hayatımızda anlatma gayretindeyiz. Söz önemli beyler, vefa önemli. Sözünüzü tutun vaktiyle sözü geçen kardeşlerinizi de yanınızda tutun. Ya da sözünüzü de dostunuzu da tutmayın çünkü onların artık gidebilecek yerleri var. Neresi diye soran olmaz sanırım. Çünkü arife maarifi tarif gerekmez. Sözün özü sendika olarak sözümüze dikkat ediyoruz. Sözümüz tartarak söylüyor sözüm ona sendikacılar gibi sözü yere düşürmüyoruz. Sözümüzü kimseden esirgemiyoruz. Söz verdiğimizde onun eri oluyoruz. Zira; ’’Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.’’(Ra’d: 20 ) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SEÇİMİMİZ - 11/05/2023 |
Yapılacak işlerden hayr olanı seçmek ise İHTİYAR kelimesinin karşılığıdır. İhtiyar seçmek demektir. |
SüKÛTUMUZ - 22/03/2023 |
Bazen söylenecek söz bulamaz insan ve susar. Susmak kimi zaman sessiz bir öfkedir bazen içten bir teslimiyet. |
KİTABIMIZ - 27/01/2023 |
Bu yazının muhatabı sensin kardeşim. Bu yazının muhatabı benim. Bu yazının muhatabı bir kitle ya da oluşum değil, fert fert herkes. |
KİMLİĞİMİZ - 18/12/2022 |
Bu raddeye kadar birilerini incitecek söz kullandıysam hak etmişsinizdir. Özür dilerim daha fazlasını kullanamadığım için... |
RESMİ YALAN; "İSTATİSTİK" - 17/12/2022 |
Üç çeşit yalan vardır: Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik. |
AHLAKSIZ TEKLİF II - 13/12/2022 |
Sebep ne olursa olsun bundan sonra bizim için sendikacılık daha zevkli hale gelmiştir. İddiasından vurulanların yüzüne vurulacak somut bir argüman ortaya çıkmıştır. |
ANADİLİMİZ - 11/12/2022 |
Esas anadilimiz insanlıktır. İnsan olmayanın dili de dini de olmaz. |
SİYASETİMİZ - 15/10/2022 |
Dört yıl evvel sendika kurma düşüncesi ile toplandığımızda ahitleştiğimiz konuların başında siyasi konulara meze olmadan, hiçbir siyasiden icazet alamaya gerek duymadan eylem ve söylemlerde bulunmaktı. |
KARİYER BASAMAKLARI ÜZERİNE - 31/07/2022 |
Meslek kanunu nihayetinde çıkmış fakat dağ fare doğurmuştur. Beklentileri karşılamaktan uzak, sahanın görüşü alınmadan çıkan, öğretmenlerimizin hak ve hukukunu korumaktan bahsetmeyen bir kanunla karşı karşıyayız |
![]() |