Güç; kuvvet ,kudret, takat, mecal, derman, bir şeyler yapabilme hal ve iktidarı anlamlarına gelir. Daha başka anlamları da vardır. Siyasi iktidarın nüfuzu, toprağın verimlilik kabiliyeti, kapasite, akarsuyun debisi, sayıca yakalanılan potansiyel, bir tesir meydana getirebilecek olan, fakat henüz gerçekleşmemiş imkan-kuvve, manevi kuvvet, zihni kuvvet, tesir ve değeri olan nitelik vb.

Güç aynı zamanda zor, çetin, sıkıntılı anlamlarına da gelmektedir. “Gücüne güvenerek üye toplayanların sayılarını ve güçlerini muhafaza etmeleri güçtür.” cümlesinde olduğu gibi. Güç arzulanılası bir şey değildir aslında. Çünkü her güçlünün üstünde bir güç vardır. Dünya tarihi nice güçlülerin görünüşte güçsüz sayılanlar tarafından tarihten silinmelerine şahittir. Firavuna bir Musa Nemruda bir sivrisinek Calut’a Talut yetmişti.

Güçsüzlükte istenilen bir şey değildir. Her oluşum gücüne güç katarak ilerlemek ve bir şeyler yapmak ister. Biz de sendikamızın güçlenmesi ve etki alanını genişletmesi istiyoruz. Sendika olarak gücümüzü herhangi bir parti, dernek veya cemaatten alırsak bunun bize faydadan çok zarar getireceğini öngörüyor, hak ve hukukun ve dahi insanlık onurunun eskimez ve pörsümez gücüne güveniyoruz.

Bir yerlere atamaların yapılmasında etkin rol alarak veya siyasi bir hareketin ve oluşumun arka bahçesi olarak etki alanını genişletmek veya güç devşirmek güvendiğimiz dağ gibi unsurların yerinden sarsılmasıdır. Hepimiz insanız ve insanlık için ne gerekli ise gücümüz nispetinde bunun peşinde olmaya ve gücümüzü buradan almaya kararlıyız. Sendikacılık oynamak için sahada bulunmuyor üyelerimiz ve değerlerimiz için ne yapılması gerekiyorsa takatimiz oranında çaba sarf ediyoruz.

Sendikamızın verimlilik kabiliyeti oranını takdir eden öğretmen arkadaşlarımızdan olumlu dönütler almaktayız ve bu durum bizi manen daha kuvvetli yapmakta. Yerinde ve kararında bir güç temennimiz var. Aşırı gücün bizi şaşırtmasından Allah’a sığınıyoruz. Çünkü görmekteyiz ki nice samimi arkadaşlarımız güç sahibi olduklarında kendilerini kaybetmişler ve bu imtihanda başarısız olmuşlardır.

Öfkemiz ve sevgimiz gibi gücü kullanmamızda ölçülü olmalıdır. Zira kontrolsüz güç, güç değildir. Freni patlamış kamyon gibi ya da züccaciye dükkânındaki fil gibi sahip olduğumuz güç etrafımıza zarar verebilir.

Gücümüzün ne olduğunu soran arkadaşların sorusu, gücümüze gitmiyor. Ama meslektaşlarımızın, gücü haksızlık etme, adam sindirme aracı olarak kullananlara meyletmeleri güç geliyor.

Peki nedir bizim gücümüz? Hak olanın gücü ne ise bizim gücümüz o. İnsanlık onurunun gücü ne ise bizim gücümüz o. Öğretmenlik meslek onurunun gücü ne ise bizim gücümüz o.

Bu gün eğitim kolunda faaliyet gösteren kırk sendika bulunmaktadır ve bu sendikalardan beş tanesi diğerlerinin toplamından daha fazla üye sayısına sahip olup içlerinden bir tanesi hepsinden daha fazla söz sahibidir zira yetkili sendikadır. Nasıl ki Birleşmiş Milletlerde beş daimi üye bulunup dünyada akan  kan ve göz yaşından bunlar sorumlu ise maarif dünyamızdaki yaşanan sıkıntılardan da bu beş sendika  sorumludur. Biz sorumluluğu bu beşliye atıp kolaya kaçmadık, maarif camiası beşten büyüktür diyerek inisiyatif aldık ve maarif camiamız için Maarif Çalışanları Sendikasını kurduk. Diyecek sözümüz var. Sözün gücüne inanıyor ve hepinizi gücümüze güç katmaya davet ediyoruz.