Okullar topluma sirayet etmenin en kolay yoludur.  Çünkü her evde konuşulan ortak konudur. Okullar; hayatın tam ortasında acıları, sevinçleri, dertleri, kavgaları, aile facialarını sırtında taşıyan bir kurumdur. Asıl işi eğitmek ve öğretmek üzerine kuruludur. Bu kurumlarda görev yapan öğretmenden asıl olarak beklenilen eğitim ve öğretim hizmetidir. Memurdan beklenen evrak işleri, yardımcı hizmetlilerden beklenen okulun tertip düzenidir.  

Okuduğu lisans eğitimi boyunca eğitim ve öğretimle ilgili dersler alan öğretmenimize okulda alanıyla ilgili olmayan bir sürü görevler yüklenmektedir. Öğretmen bir anda iş sağlığı ve güvenliği uzmanı, bir anda tarım ve gıda uzmanı, bir anda stratejik planlama uzmanı, yeri geldiğinde hemşire, doktor,  icap ederse güvenlik görevlisi, okulu yeniyse müteahhit, eskiyse usta oluverir.

Bu yazıda öğretmenin görevi dışında sırtına yüklenen işlerden sadece birinden bahsedeceğim: “Okul Sağlığı.”

Okul sağlığı protokolü Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanmış olup öğrencilerimizin sağlıklı birer birey olarak yetişmelerine, önlenebilecek hastalıkların erken teşhisine, öğrenci ve çalışanların önemli olan konularda bilgilendirilmesine olanak sağlamaktadır.

Beklentimiz, okullarımıza katkı sağlayacak olan Sağlık Bakanlığı, hem çalışanlarımızın hem de öğrencilerimizin sağlıklı birer birey olması için elini taşın altına koyacak. Gerçekler ise bakanlığın altına elini koyduğu o taşı kaldırıp Milli Eğitimin sırtına koymasından ibaret.

Sağlık Bakanlığının yapacakları:

1.      Her okula Okul Hemşiresi atamak ve onun sayesinde okulun sağlık işlerini takip etmek,

2.      Bütçe 1. öncüle uygun değilse tam teşekküllü gezici hastane ile okullarımızda tarama ve tanıtma yaparak katkı sağlamak,

olması gerekirken yaptığı tek şey okul sağlığı ekibine bir görevli verip okulları denetlemek. Aile hekimleri öğrencilerimizi muayene edecekler, evraklarını okullar muhafaza edecek ve eksiklerinden okul sorumlu olacak. Hesabı da Sağlık Bakanlığından ve Milli Eğitimden görevlendirilen komisyon soracak. Eksikler tespit edilirse okulu beslenme düşmanı ilanı edecekler, beyaz bayraklarımızı alıp korsan bayrağı dikecekler.

Aile hekiminin görevi hastalarını muayene etmek, öğretmenin görevi de öğrencilerini okutmaktır. Sağlıkla ilgili belgelerin okullarda toplanılması ve takibinin okullar tarafından yapılması sağlıklı değildir. Sadece istatistiki bilgilerin toplanılmasında fayda sağlar. Amacınız sayı toplamaksa gönlünüz kaç sayısına razı gelecekse onu girelim sisteme. Amaç sağlıksa bizim alanımız olmayan konuda bizi mesul tutmanıza anlam veremiyorum. İyi niyetlerle başlanılan her iş böyle sarpa mı sarar hep?

Hangi okul idaresi ile konuyu konuşsam bu protokolde emeği geçenlere duasını eksik etmiyor. Yetkili birileri okuyorsa haberi olsun. Öğrenciyi okul saatinde muayeneye gönderip onu yoklamaya yok olarak girmek, evrakını getirdiğinde tekrar sevkli yazmak işi bile evrakla boğuşmaktan başka bir şey değil, sağlıklı da değil.

Ne demiş peygamberimiz: Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen, ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma (yani bunların dışında kalma) helâk olursun”  (Taberani)

Okul sağlığı ile okuldan yük almayıp okula yük olanlara sesleniyorum. Arkadaşlar okullarımızda öğretmenlerimiz öğretiyor, öğrencilerimiz öğreniyor, öğrenemeyenler dinliyor, velilerimiz bu durumu seviyor. Öğretimle alakalı olmayan her iş ve işlem beşinci olmaya aday. Sayın yetkililer helâk olmak istemiyorsanız öğretmenin sırtına öğretmekten başka iş yüklemeyin. Okul idareleri eğitime kafa yorsun, enerjilerini eğitimle ilgili konularda harcasın. Yoksa harcanan milletin eğitim sistemi olacak. Belki de yıllardır eğitimde yol alamamamızın sebebi okulların sırtındaki eğitim dışındaki bu kenemsi işler. Kanımızı emdiğiniz yeter. Okul sağlığı diye giriştiğiniz işler eğitim sağlımızı bozuyor.

Teklifimizi tekrarlayarak bu güzel düşüncenin uygulamada da güzelleşmesine katkı sağlayalım.

1.      Bin öğrenciye bir hemşire vererek okul kantinlerinin denetimlerinden okul çalışanlarına sağlık seminerlerine kadar okullarımızın ihtiyaçlarını giderelim lütfen. Öğretmenlerimiz aylık kantin denetimi yapıyor ama sağlıklı mı sizce? Okulda ilkyardıma ihtiyacı olan birisi olduğunda ambulans mı aranacak veli mi aranacak tereddüdü yaşıyoruz. Yaralanmalara ve hatta ölüm risklerine karşı sağlık personeli kadar donanımlı değiliz. Fakat bu olaylar yaşandığında okul idaresinden nöbetçi öğretmenine kadar hepimiz sorumlu tutuluyoruz. Öğrencilerimize öğretmediğimizi sormazken bilgi sahibi olmadığımız şeylerden sorumlu tutulmak anlamsız geliyor bize.  

2.      Tam teşekküllü gezici hastane yöntemiyle okullarımızda sağlık taramaları yapılarak bir dosya halinde okullarımıza sunulması gerekmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı görevlileri çıkaracakları risk haritaları ile okul idarelerine almaları gereken tedbirlerle ilgili brifing vermeliler. Okulda toplanan bir dosya dolusu muayene izlem formlarından doktor yazısını okuyup risk analizi çıkarmak Çin işkencesi değil de nedir. Gerçi şimdilik sadece sayılar isteniyor. İçerikle ilgili bilgi de isterler yakında. Biz de oturur doktorca öğreniriz.

3.      Ya Öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen, ya da ilmi seven olun. Aksi takdirde okullarımızdan defolun.