İnsanın eğitimi ilk olarak âdemle başlar. İnsana bahşedilen öğrenme ve isimlendirme kabiliyeti sayesinde insan meleklerden üstün hale gelmiştir. Çünkü insan tabiatın sahip olduğu melekeleri okumayı bilmiş ve onu teshir etmiştir, dünya insana musahhar kılınmıştır. İnsanın dünyaya hükmetmesi elbette ilim sayesinde olur. Yoksa tabiatı kanunların değil de gizil güçlerin yönettiği inancı hâkim olur. İlme ulaşmanın yolu ise eğitim ve öğretimden geçer.

İnsan için öğretmen çoktur. İnsana ilk öğreten Âlim ismi ve sıfatı sahibi rabbimizdir. Ama insan her zaman âlimden öğrenmez zalimden de öğrenir koronadan da hatta kargadan bile öğrenecek şeyler bulur. Kabilin kardeşi Habil’i toprağa gömmeyi kargadan öğrendiğini hatırlayalım.

İnsanlık zaman zaman karanlığın pençesinde kıvranırken onlara rehber olsun, rol model olarak en iyi kul nasıl olunur bilinsin diye Allah zaman zaman insanlara onların içlerinden peygamberler göndermiştir. Hatta bazen kitaplar da.

Son inen kitap da oku emriyle başlamış ve son peygamber kendisini öğretmen olarak tanımlamıştır. Mescidin yanında suffede yetişen âlimleri yeni Müslüman olan beldelere göndererek öğretmen ataması yapmıştır adeta.

Büyük medeniyetler kitap üzerine kurulmuş, bu medeniyetler de büyük kütüphaneler kurmuştur. Günümüze gelen kadar uygulanan eğitim öğretim modeli aynı ortamda kanlı canlı idi. Günümüzde ise zorunluluk gereği canlı denilen ama ruhu olmayan bir modeli tecrübe ediyoruz. Soru şu uzaktan eğitim olur mu?

Uzaktan eğitim milli eğitimin olsa olsa stepne lastiğidir. Hani arabada lastik patlar da yedek lastiği çıkarıp takarsınız ve tamirciye kadar idare etsin istersiniz, hah işte uzaktan eğitim aynen budur. Eğitim öğretime ara verilen pandemi sürecinde tamamen yolda kalmamak için üretilmiş bir ara formdur ve asla normal eğitimin yerine geçmesi düşünülemez.

Hali hazırda uygulanmaya çalışılan uzak eğitim sistemi gün geçtikçe kendini geliştirip yeniliyor fakat içerik, bilgi aktarımından öteye geçemiyor. Şu an öğrencilerimize USB bellek muamelesi yapılıyor. 

Eğitime ara verilir verilmez EBA stepne lastiği gibi imdada yetişti. EBA türedi bir uygulama değildi esasen yıllardır orada duruyordu. Pandemi vesilesiyle herkes öğrenmiş oldu. Hatta stepne lastiği arabada her zaman durur ama işe yarayacağı zaman lastik değiştirmek gerekir. Bu zorlu bir iştir. Bizzat arkadaşlarıma yardım ederken cıvataları kırmışlığım var. Yani demek istediğim süreçte EBA sistemini kullanmak biraz zaman aldı ve yavaş yavaş sistem oturmaya başladı.  Bazı haber sitelerinde uzaktan eğitimin devam etmesiyle ilgili taleplerden bahsediliyor. Yani diyorlar ki stepne lastikle yola devam edelim. En yakın lastikçiden bu fikirle ilgili bilgi alacağınız için bu talebi isteyenleri lastikçi kardeşlerime yönlendiriyorum.

Benim bildiğim en başarılı uzak eğitim modeli tasavvuf erbabının uyguladığı yöntem. Ehli tarik kimseler seyr-i sülük tamamlarken sırasıyla ihvan, şeyh, resul ve Allah tarafından görülüyormuşçasına davranmaya çalışırlar. Sıralama görünenden görünmeyene doğru sıralanmış. Ve mürit ( talep eden anlamına gelir, talebe gibi) bu yöntem sayesinde hayatına düzen vermeyi sağlar.

Özetle uzaktan eğitim eğer matah bir şey olsaydı insanlara peygamber gönderilmez gökyüzünden ses kaydı gelirdi. Ya da daha mükemmel sistem kurulurdu. Ama insanlara insanların kendi içlerinden onlara öğretecek ve onları eğitecek muallimlerin gelmesi takdir edilmiştir. Ve bu şekilde de devam edecektir.

Öğretmenler olarak öğrencilerimizin gözlerinin içine bakarak onlarla duygusal bağlar kurmayı, bazen çatışmalar yaşamayı ve bunları çözmeyi, beraber gülüp beraber ağlamayı özledik. Okulu nefes alabileceği tek liman olarak gören öğrencilerimiz için bu günlerin bir an önce bitmesini temenni ediyorum.

Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!