![]()
Akif Keten
aketen@maarifsen.org
OKULLARIN ÖDENEK SORUNU
01/06/2021 Okullarımız maddi
kaynaklarını masaya yatıracağız bu yazıda. Okulların başlıca maddi kaynakları
okul aile birlikleri ve devlet tarafından gönderilen ödenekler veya ödemelerden
oluşur. Okul aile birliklerine gelirler veli aidatları ve okul birimlerinin
kiralanması yoluyla sağlanır. Okul aidatları devlet erkânı tarafından da
sıklıkla dile getirilmiş ve ödenmemesi teşvik edilmiştir adeta. Eğitimciler
olarak veliden para toplanması taraftarı değiliz. Haraç memuru gibi algılanmak
istemiyoruz. Elini öğrencinin cebine sokan kişi pozisyonunda olmak istemiyoruz.
Bununla birlikte okullarımızda yapacağımız her yenilik bir külfet getirmekte ve
bu giderlerin karşılanması gerekmektedir. Aidat aitlik barındıran bir uygulama
iken toplayana da verene de eziyet haline gelmiştir. Şayet okulların okul aile
birliklerine para toplanacaksa bunu öğretmen ve idarecilerimiz değil devlet
organize etsin yıllık vergisini alsın okul hesaplarına yatırsın. Bu iş ve işlem yetkililere
zor gelecekse okulların ihtiyaçlarını gidermek için bütçe ayırsın. Temel
eğitimde okullarımıza ödenekler ilçe milli eğitim müdürlükleri kanalıyla
gönderilmekte ve yıl içinde dişe dokunur bir ödenek gelmemektedir. Genellikle
okullarımız ihtiyaçlarının giderilmesi için okul aile birliklerine müracaat
etmektedir. Ortaöğretim okullarımızda ise ödenekler okullarının adına gelmekte
ve okullarımız ödemelerini gerçekleştirmektedir. Bu okullarımızda ödeneklerin
oluk oluk aktığı okullar olduğu gibi okulunun temel ihtiyaçlarının giderilmesi
için ödenek talebinde bulunan okul müdürlerimiz kapı kapı dolaştırılmaktadır. Devletin
kurumuna devletin parasını aktarmak için tanıdık aramak kadar saçma bir
uygulama olabilir mi? Dahası bu işin bir usul ve esası olması gerekmez mi?
Resmi bütün yazışmalar yapılmasına rağmen musluğun başındaki devlet memuruyla
görüşmeden okula ödenek gönderilmiyor. Kimi okullarımız paranın bolluğundan
okulu yenilemeye çalışırken kimi okullarımız masa sandalye gibi okulları için
hayati öneme sahip donatım malzemelerini temin edemiyor. Ödeneklerin okullara
nasıl gönderileceği ile ilgili bir usüle ihtiyaç vardır. Okullarımızın
haklarını yalvara yakara değil söke söke almalıyız. Yıl boyunca ne kadar miktar
geleceğini bilip okullarımızı ona göre ayarlamalıyız. Yani ayağımızı yorgana
göre uzatmalıyız. Salgın süreciyle birlikte okul aile birliklerine herhangi bir
girdi olmadı. Bununla birlikte okul idarecilerimiz okullarının acil ihtiyaçları
için eşine dostuna, tanıdığına nazı geçtiğine okulun işlerini çözdürüp hele bir
bekle ödenek gönderdiklerinde hallederiz dedi. Süreçte bakanlık ödenek göndermeyince
bazı okul müdürlerimiz ödemeleri cebinden yaptı. Bürokratlarımıza sorunları
iletince ödenek üstü harcama yaptığı ile suçlandılar. Bu bürokratlar ya hiç
okullarda idarecilik yapmamışlar ya da okullara karşı düşmanlıkları var. Talebimize gelince
okullarımızda aidat toplanacaksa bunu eğitimciler yoluyla yapmayın. Çevre
vergisi, emlak vergisi gibi merkezi toplansın. Ve okulun hesaplarına kesintiye
uğramaksızın aktarılsın. Eğitim ücretsizdir düşüncesinden hareketle para
toplamayacaksanız okulların yarasına merhem olmak için biraz gayret gösterin. Koca koca binalar yapıp
içini donatmadan bırakmak devletimize halel getirir. Bunu görememek ise
yetkililere ayıp olarak yeter. Ey musluğun başındaki bürokratlar sizden lütuf
ve minnet beklemiyoruz. Okullarımızın ve öğrencilerimiz hakkı olanı talep
ediyoruz. İnsanları peşinizde dolaştırmayın. İşin ehli iseniz okul okul dolaşıp
eksikleri tamamlayın. Bu sorunu şöyle de
halledebiliriz; devlet malzeme ofisi laboratuvar malzemesi eksik olan
okullarımızı donatsın, masasını sırasını temin etsin, panosunu sandalyesini
alsın, idari birimleri donatsın, perdesini, spor malzemelerini alsın, ofis
malzemelerini temin etsin yeter. Bunlar demirbaş listesi idi. süreç içinde
kapısından penceresine kadar kırılan dökülen yerlerin tamirat ve tadilatı için
cüzi bir miktar da ödenek gönderilsin. Bunun dışında gelen ödenek talepleri imkânlar
ölçüsünde değerlendirilsin. Sıkıntı aslında çok
büyük. Dua ile gidiyoruz. Bir okul düşünelim şimdi. Sadece faturaları ödeniyor
başka herhangi bir ödeneği gönderilmemiş olsun. Asansörü kırmızı etiket almış,
su deposunun temizlenme zamanı gelmiş, binayı ısıtan araçlar arızalanmış,
camlardan bir kaçı kırılmış, kapı yerinden sökülmüş, ses sisteminde parazitten
konuşulmaz olmuş, bahçe kapısının otomatik sensörleri kırılmış, yabancılar
girip bahçe aydınlatma kablolarına zarar vermiş, vb. sıkıntılarla boğuşuyor. Bu
okulun yöneticisi bütün bu durumları resmi yazıyla bildirip yaklaşık bir
maliyet cetveli de gönderse musluğun başını tutan bürokrata selam verip durumu
anlatmadan sorunu çözemez. Üstelik bu bürokratların şöyle de bir huyu var;
pazarlık yapıyorlar. Mesela bütün bunların masrafı seksenbin TL tuttu, kırkbin
TL gönderiyorlar. Bakanlık para göndermeden yukarıda saydığımız eksiklikleri
hatıra binaen yaptırdınız diyelim. Ve bürokratlara durumu izah ettiniz. Ödenek
üstü harcama yaptığınız için suçlanırsınız. Kendi işleri için mevzuatı delenler mevzuat diyerek insanları delilendiriyor. Bir fıkra ile sözü
bitirelim. Bir bürokrat, basit bir
talepte bulunan köylü vatandaşın işini bir türlü yapmaz, mevzuatı, amirlerini
mazeret gösterir. Aynı bürokrat bir süre sonra, şehirden kasabasına giderken
sulak bir yerde mola verir. Ayağı kayıp bataklığa düşer. "kurtarın
beni!" diye bağırır. Yakınlardan geçen O' köylü, sesi duyar koşar gelir.
Bürokrat, "kurtar beni!" der. Köylü, "Geçmiş olsun,"
diyerek, oradan ayrılmak ister. Bürokrat panikler, "lütfen, bir dal uzat,
kurtar beni!" diye yalvarır. "Burası hazine toprağı, bir dal bile
olsa, Hazine malına el uzatıp suçlu duruma düşemem. Gidip muhtara haber vereceğim.
O kaymakamı arar, kaymakam mal müdürüne talimat verir, o da kurtarma ekibini
gönderir kurtarırlar..." Bürokrat, "Yahu.. Bunlar oluncaya kadar ben
ölürüm." Köylü, "Ben ölmezsin demiyorum ki... Ölsen de mevzuata uygun
ölürsün! Mevzuata göre ölmeyelim mevzuata göre olalım. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SEÇİMİMİZ - 11/05/2023 |
Yapılacak işlerden hayr olanı seçmek ise İHTİYAR kelimesinin karşılığıdır. İhtiyar seçmek demektir. |
SüKÛTUMUZ - 22/03/2023 |
Bazen söylenecek söz bulamaz insan ve susar. Susmak kimi zaman sessiz bir öfkedir bazen içten bir teslimiyet. |
KİTABIMIZ - 27/01/2023 |
Bu yazının muhatabı sensin kardeşim. Bu yazının muhatabı benim. Bu yazının muhatabı bir kitle ya da oluşum değil, fert fert herkes. |
KİMLİĞİMİZ - 18/12/2022 |
Bu raddeye kadar birilerini incitecek söz kullandıysam hak etmişsinizdir. Özür dilerim daha fazlasını kullanamadığım için... |
RESMİ YALAN; "İSTATİSTİK" - 17/12/2022 |
Üç çeşit yalan vardır: Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik. |
AHLAKSIZ TEKLİF II - 13/12/2022 |
Sebep ne olursa olsun bundan sonra bizim için sendikacılık daha zevkli hale gelmiştir. İddiasından vurulanların yüzüne vurulacak somut bir argüman ortaya çıkmıştır. |
ANADİLİMİZ - 11/12/2022 |
Esas anadilimiz insanlıktır. İnsan olmayanın dili de dini de olmaz. |
SİYASETİMİZ - 15/10/2022 |
Dört yıl evvel sendika kurma düşüncesi ile toplandığımızda ahitleştiğimiz konuların başında siyasi konulara meze olmadan, hiçbir siyasiden icazet alamaya gerek duymadan eylem ve söylemlerde bulunmaktı. |
KARİYER BASAMAKLARI ÜZERİNE - 31/07/2022 |
Meslek kanunu nihayetinde çıkmış fakat dağ fare doğurmuştur. Beklentileri karşılamaktan uzak, sahanın görüşü alınmadan çıkan, öğretmenlerimizin hak ve hukukunu korumaktan bahsetmeyen bir kanunla karşı karşıyayız |
![]() |