• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/maarifsen
  • https://www.twitter.com/maarifsen
  • https://www.instagram.com/maarifsen
  • https://www.youtube.com//channel/UCXX727pYLXon8RIb0UWiUuA/videos?view_as=subscriber
Çevrimiçi Üyelik

Yayınlarımız
Akif Keten
aketen@maarifsen.org
OKULLARIN ÖDENEK SORUNU
01/06/2021

Okullarımız maddi kaynaklarını masaya yatıracağız bu yazıda. Okulların başlıca maddi kaynakları okul aile birlikleri ve devlet tarafından gönderilen ödenekler veya ödemelerden oluşur. Okul aile birliklerine gelirler veli aidatları ve okul birimlerinin kiralanması yoluyla sağlanır. Okul aidatları devlet erkânı tarafından da sıklıkla dile getirilmiş ve ödenmemesi teşvik edilmiştir adeta. Eğitimciler olarak veliden para toplanması taraftarı değiliz. Haraç memuru gibi algılanmak istemiyoruz. Elini öğrencinin cebine sokan kişi pozisyonunda olmak istemiyoruz. Bununla birlikte okullarımızda yapacağımız her yenilik bir külfet getirmekte ve bu giderlerin karşılanması gerekmektedir. Aidat aitlik barındıran bir uygulama iken toplayana da verene de eziyet haline gelmiştir. Şayet okulların okul aile birliklerine para toplanacaksa bunu öğretmen ve idarecilerimiz değil devlet organize etsin yıllık vergisini alsın okul hesaplarına yatırsın.

Bu iş ve işlem yetkililere zor gelecekse okulların ihtiyaçlarını gidermek için bütçe ayırsın. Temel eğitimde okullarımıza ödenekler ilçe milli eğitim müdürlükleri kanalıyla gönderilmekte ve yıl içinde dişe dokunur bir ödenek gelmemektedir. Genellikle okullarımız ihtiyaçlarının giderilmesi için okul aile birliklerine müracaat etmektedir. Ortaöğretim okullarımızda ise ödenekler okullarının adına gelmekte ve okullarımız ödemelerini gerçekleştirmektedir. Bu okullarımızda ödeneklerin oluk oluk aktığı okullar olduğu gibi okulunun temel ihtiyaçlarının giderilmesi için ödenek talebinde bulunan okul müdürlerimiz kapı kapı dolaştırılmaktadır. Devletin kurumuna devletin parasını aktarmak için tanıdık aramak kadar saçma bir uygulama olabilir mi? Dahası bu işin bir usul ve esası olması gerekmez mi? Resmi bütün yazışmalar yapılmasına rağmen musluğun başındaki devlet memuruyla görüşmeden okula ödenek gönderilmiyor. Kimi okullarımız paranın bolluğundan okulu yenilemeye çalışırken kimi okullarımız masa sandalye gibi okulları için hayati öneme sahip donatım malzemelerini temin edemiyor.

Ödeneklerin okullara nasıl gönderileceği ile ilgili bir usüle ihtiyaç vardır. Okullarımızın haklarını yalvara yakara değil söke söke almalıyız. Yıl boyunca ne kadar miktar geleceğini bilip okullarımızı ona göre ayarlamalıyız. Yani ayağımızı yorgana göre uzatmalıyız. Salgın süreciyle birlikte okul aile birliklerine herhangi bir girdi olmadı. Bununla birlikte okul idarecilerimiz okullarının acil ihtiyaçları için eşine dostuna, tanıdığına nazı geçtiğine okulun işlerini çözdürüp hele bir bekle ödenek gönderdiklerinde hallederiz dedi. Süreçte bakanlık ödenek göndermeyince bazı okul müdürlerimiz ödemeleri cebinden yaptı. Bürokratlarımıza sorunları iletince ödenek üstü harcama yaptığı ile suçlandılar. Bu bürokratlar ya hiç okullarda idarecilik yapmamışlar ya da okullara karşı düşmanlıkları var.

Talebimize gelince okullarımızda aidat toplanacaksa bunu eğitimciler yoluyla yapmayın. Çevre vergisi, emlak vergisi gibi merkezi toplansın. Ve okulun hesaplarına kesintiye uğramaksızın aktarılsın. Eğitim ücretsizdir düşüncesinden hareketle para toplamayacaksanız okulların yarasına merhem olmak için biraz gayret gösterin.

Koca koca binalar yapıp içini donatmadan bırakmak devletimize halel getirir. Bunu görememek ise yetkililere ayıp olarak yeter. Ey musluğun başındaki bürokratlar sizden lütuf ve minnet beklemiyoruz. Okullarımızın ve öğrencilerimiz hakkı olanı talep ediyoruz. İnsanları peşinizde dolaştırmayın. İşin ehli iseniz okul okul dolaşıp eksikleri tamamlayın.

Bu sorunu şöyle de halledebiliriz; devlet malzeme ofisi laboratuvar malzemesi eksik olan okullarımızı donatsın, masasını sırasını temin etsin, panosunu sandalyesini alsın, idari birimleri donatsın, perdesini, spor malzemelerini alsın, ofis malzemelerini temin etsin yeter. Bunlar demirbaş listesi idi. süreç içinde kapısından penceresine kadar kırılan dökülen yerlerin tamirat ve tadilatı için cüzi bir miktar da ödenek gönderilsin. Bunun dışında gelen ödenek talepleri imkânlar ölçüsünde değerlendirilsin.

Sıkıntı aslında çok büyük. Dua ile gidiyoruz. Bir okul düşünelim şimdi. Sadece faturaları ödeniyor başka herhangi bir ödeneği gönderilmemiş olsun. Asansörü kırmızı etiket almış, su deposunun temizlenme zamanı gelmiş, binayı ısıtan araçlar arızalanmış, camlardan bir kaçı kırılmış, kapı yerinden sökülmüş, ses sisteminde parazitten konuşulmaz olmuş, bahçe kapısının otomatik sensörleri kırılmış, yabancılar girip bahçe aydınlatma kablolarına zarar vermiş, vb. sıkıntılarla boğuşuyor. Bu okulun yöneticisi bütün bu durumları resmi yazıyla bildirip yaklaşık bir maliyet cetveli de gönderse musluğun başını tutan bürokrata selam verip durumu anlatmadan sorunu çözemez. Üstelik bu bürokratların şöyle de bir huyu var; pazarlık yapıyorlar. Mesela bütün bunların masrafı seksenbin TL tuttu, kırkbin TL gönderiyorlar. Bakanlık para göndermeden yukarıda saydığımız eksiklikleri hatıra binaen yaptırdınız diyelim. Ve bürokratlara durumu izah ettiniz. Ödenek üstü harcama yaptığınız için suçlanırsınız. Kendi işleri için mevzuatı delenler mevzuat diyerek insanları delilendiriyor.

Bir fıkra ile sözü bitirelim. Bir bürokrat, basit bir talepte bulunan köylü vatandaşın işini bir türlü yapmaz, mevzuatı, amirlerini mazeret gösterir. Aynı bürokrat bir süre sonra, şehirden kasabasına giderken sulak bir yerde mola verir. Ayağı kayıp bataklığa düşer. "kurtarın beni!" diye bağırır. Yakınlardan geçen O' köylü, sesi duyar koşar gelir. Bürokrat, "kurtar beni!" der. Köylü, "Geçmiş olsun," diyerek, oradan ayrılmak ister. Bürokrat panikler, "lütfen, bir dal uzat, kurtar beni!" diye yalvarır. "Burası hazine toprağı, bir dal bile olsa, Hazine malına el uzatıp suçlu duruma düşemem. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakamı arar, kaymakam mal müdürüne talimat verir, o da kurtarma ekibini gönderir kurtarırlar..." Bürokrat, "Yahu.. Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm." Köylü, "Ben ölmezsin demiyorum ki... Ölsen de mevzuata uygun ölürsün!

Mevzuata göre ölmeyelim mevzuata göre olalım.



1568 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SEÇİMİMİZ - 11/05/2023
Yapılacak işlerden hayr olanı seçmek ise İHTİYAR kelimesinin karşılığıdır. İhtiyar seçmek demektir.
SüKÛTUMUZ - 22/03/2023
Bazen söylenecek söz bulamaz insan ve susar. Susmak kimi zaman sessiz bir öfkedir bazen içten bir teslimiyet.
KİTABIMIZ - 27/01/2023
Bu yazının muhatabı sensin kardeşim. Bu yazının muhatabı benim. Bu yazının muhatabı bir kitle ya da oluşum değil, fert fert herkes.
KİMLİĞİMİZ - 18/12/2022
Bu raddeye kadar birilerini incitecek söz kullandıysam hak etmişsinizdir. Özür dilerim daha fazlasını kullanamadığım için...
RESMİ YALAN; "İSTATİSTİK" - 17/12/2022
Üç çeşit yalan vardır: Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik.
AHLAKSIZ TEKLİF II - 13/12/2022
Sebep ne olursa olsun bundan sonra bizim için sendikacılık daha zevkli hale gelmiştir. İddiasından vurulanların yüzüne vurulacak somut bir argüman ortaya çıkmıştır.
ANADİLİMİZ - 11/12/2022
Esas anadilimiz insanlıktır. İnsan olmayanın dili de dini de olmaz.
SİYASETİMİZ - 15/10/2022
Dört yıl evvel sendika kurma düşüncesi ile toplandığımızda ahitleştiğimiz konuların başında siyasi konulara meze olmadan, hiçbir siyasiden icazet alamaya gerek duymadan eylem ve söylemlerde bulunmaktı.
KARİYER BASAMAKLARI ÜZERİNE - 31/07/2022
Meslek kanunu nihayetinde çıkmış fakat dağ fare doğurmuştur. Beklentileri karşılamaktan uzak, sahanın görüşü alınmadan çıkan, öğretmenlerimizin hak ve hukukunu korumaktan bahsetmeyen bir kanunla karşı karşıyayız
 Devamı
Sosyal Medya
MaarifTV
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam98
Toplam Ziyaret213540